Stres insanlığın başlangıcından beri hayatta kalma içgüdüsü ile paralel olarak var olmuş psikolojik ve fizyolojik bir tepkidir. Stres hayatımızın her alanında karşımıza çıkar, nefes alıp vermek bizler için ne kadar doğal bir olay ise normal seviyedeki streste aynı şekilde doğal bir olaydır. Tabi ki stres doğal olduğu kadar kontrol edilemediği durumlarda zararlı bir hale dönüşebilmektedir. Sadece ruhsal değil fiziksel hastalıklara da zemin ve ortam hazırlamaktadır, bu yüzden stresi yönetmemiz ve mümkün olduğu kadar stresi azaltmamız gerekmektedir.
Öncelikle Stres olma anında strese sebep olan faktörler ortadan kaldırılmalı veya strese sebep olan faktöre karşı bakış açımız değiştirmeliyiz. Yaşamımızda stresi ve stresin etkilerini azaltmak için bir çok aktivite ve terapi uygulanmaktadır, fiziksel egzersiz, gevşeme-meditasyon ve spiritüel (dini) gruplar bunların içinde en çok bilinen ve en iyi sonucu verenlerden üçüdür.
Bu içerikte neler var?
Fiziksel Egzersiz;
Pek çok araştırma fiziksel egzersizin stresi, depresyonu ve anksiyeteyi azaltabileceğini ortaya koymuştur.
Günde en az üç kez fiziksel antrenman yapan insanlar harekesiz insanlara kıyasla stresle daha iyi başa çıkmakta, daha fazla özgüvene sahip olmakta, daha canlı, daha az depresif ve yorgun hissetmektedir.
Gevşeme ve Meditasyon;
Meditasyon uzun geçmişi olan bir uygulamadır. Meditasyon dünyanın en büyük dinlerinin çoğunda acıyı azaltmada ve farkındalığı, içgüdüyü, merhameti artırmada kullanılmaktadır. Pek çok çalışma meditasyonun psikolojik yararlarını kanıtlamıştır.
Spiritüel (Dini) Gruplar;
Dini katılım bireyin sigara içme vb. kötü alışkanlıklardan uzak durmasını sağlar. Dini katılımın egzersiz ve sağlıklı beslenme gibi sağlığa ve uzun yaşama katkısı bulunmaktadır. Spiritüel gruplar iyi ve kötü günlerde birlikte olarak sosyal destek sağlarlar. İnançlı insanlar geleceğe dair umut hissederler. Böylece daha az stres hormonu üretirler ve daha sağlıklı bir yaşam sürerler.
Fakat her zaman stresi azaltmak mümkün olamayabilir bu durumlarda ise stresi yönetmeyi bilmemiz gerekmektedir.
Harvard üniversitesinde yapılan sosyal stres testine katılanlara teste girmeden önce strese verdikleri tepkilerin gayet normal olarak düşünmeleri öğretildi. Strese verdikleri tepkilerin normal olduğu öğretilen denekler daha az strese girdi ve kendilerine olan güvenleri arttı.
Duyguların yanında deneklerin fiziksel tepkileri de değişti;
- Yoğun stres altında kalan deneklerin kalp ritimleri arttıkça kan damarları daralmaya başlamış.
- Stresin tepkilerini normal olarak gören deneklerde ise durum tam tersi şekilde seyretmiş ve damarlar sağlıklı biçimini korumuştur
Stres bizim için mücadele edilmesi gereken bir düşman olarak görülmemelidir çünkü en başta söylediğim gibi vücudumuzun çeşitli olaylara karşı göstermiş olduğu bir tepkidir ve gözümüzde büyütülmemelidir. Stres atında kaldığımızda ‘‘Vücudum bu göreve hazırlanmama yardım ediyor’’ diye düşünüp bu tepkileri normal olarak görürsek stres tepkilerimiz daha sağlıklı hale gelir.
Daha sağlıklı yaşam ve sosyal ilişkiler için stres bizleri değil, bizler stresi yönetmeliyiz.