Bu içerikte neler var?
- 1 Aile İçi Problemler Ve Çözüm Yolları
- 1.1 Aile İçi Sorunların Nedenleri
- 1.1.1 Saygı Eksikliği (Problem-1)
- 1.1.2 Üstünlük Gösterme Çabası (Problem-2)
- 1.1.3 Aile ortamını bozacak davranışlar ve alışkanlıklar (Problem-3)
- 1.1.4 Eşlerin birbirine verdiği değerin azalması (Problem-4)
- 1.1.5 Erkeğin veya kadının dediğim dedik olması (Problem-5)
- 1.1.6 Gereksiz kavgalar (Problem-6)
- 1.1.7 Suçlamalar (Problem-7)
- 1.1.8 Zayıf yönleri sürekli dile getirilmesi (Problem-8)
- 1.1.9 Anne ve babaların suçlanması (Problem-9)
- 1.1 Aile İçi Sorunların Nedenleri
Aile İçi Problemler Ve Çözüm Yolları
Aile hayatımızın vazgeçilmez bir yapısıdır. Her insanın fıtrat özellikleri olan sevmek, sevilmek, saygı, değer görme istekleri ilk olarak ailede kazanılmaktadır. Aslında aile kavramı oldukça kutsal, değerli ve sevecen bir kavramdır. Bu kavram insan hayatını düzene sokan ve mutluluk kaynağını oluşturan bir kavramdır.
Bazen hayatımızda bir aileye sahip olamayabiliriz. Veya bir aileye sahip olsak bile sadece isimden ibaret olabilir. Bu yazımızda ise biz, sizlere isimden ibaret olan bir aile yapısını anlatacağız.
Küçükken birçok çocuk annesi veya yakınları konuşurken, aile yapılarının nasıl geliştiğini duymuştur. Bazen annemize çok kötü davranıldığını, babaannemizin, anneannemizin veya teyzemizin yaşadıkları kötü anıları duymuşuzdur. Bizlerin deyimi ile eskilerin yaşadıkları olaylar pek iç açıcı değildi. Bunun ardında da kabul edilmiş yanlış bir algı olduğunu düşünürüz. Bu konuda objektif olarak baktığımızda aslında haklıyız. Eskiden aile de erkeklerin söz sahibi olup, kadınların söz haklarının olmaması aile içi şiddeti ve problemleri daha çok ortaya koymuştur. Ve günümüzde de şiddetler bu yüzden ne yazık ki devam etmekte.
Aile İçi Sorunların Nedenleri
Her aile kendine özgü bir yapıya sahiptir. Bunun yanı sıra aileyi de ayakta tutan ortak kategoriler vardır. Öncelikle şunu söyleyebiliriz ki aileyi ilk oluşturan bir erkek ve bir kadındır.
Peki onları ile olmaya iten şey nedir? Bu sorumuzun cevabına hepimiz sevgi ve anlaşma diyebiliriz. Ancak sadece sevgi ve anlaşmak bir ilişkiyi kurmakta yeterli değildir. Bir ilişkiyi ayakta tutan ve onları asıl aile olmaya iten şey eşlerin birbirlerine olan saygılarıdır.
Eskilerin de sahip olamadığı şey saygı, aile içi problemlerin oluşmasına yol açmıştır.
Her aile kendine özgü bir yapıya sahip oldukları için sorunlar da kendine özgün olmaktadır. Fakat bazı nedenler her aileye etki edebilir bir problem teşkil etmektedir. Bunlardan bir kaçına bakalım.
- Saygı eksikliği
- Üstünlük gösterme çabası
- Aile ortamını bozacak davranışlar veya alışkanlıklar
- Eşlerin birbirine verdikleri değerin azalması
- Erkeği veya kadının ‘dediğim dedik’ olması
- Gereksiz kavgalar
- Suçlamalar
- Zayıf yanların sürekli dile getirilmesi
- Sürekli karşı tarafın ailesini suçlamak.
Bu söylediğimiz kategoriler dışında da aile içi problemlerin oluşmasına neden olan sebepler örgüsü devam etmektedir.
Saygı Eksikliği (Problem-1)
Yukarıda belirttiğimiz üzere saygı bir ilişkiyi ayakta tutan en temel öğeden ikincisidir. Saygı aslında çok geniş ve değerli bir kavramdır.’ Saygı göstermelisin’ cümlesi herkesin kulağına basit kaçabilir. Bir de saygıya mantıken bakalım.
Saygı, bir insanın düşünce yapısını, onu oluşturan karakterini ve aslında özetle onun bu hayattaki var oluşunu kabul etmek demektir. Bu kurduğumuz cümle insanın insandan üstün olmadığını, kendimizi hemcinsimiz veya karşı cinsimizden üstün görmemizin ne kadar saçma olduğunu kanıtlayan bir cümle niteliğinde. Saygı sonsuz bir nitelik taşır. Biz tanımadığımız değerli insanlara saygı gösteririz. Mesela bir ülkenin başbakanı veya cumhurbaşkanı geldiğinde onun yanında saygılı davranırız. Onları tanımıyor olsak bile. En sevdiğimiz kişiler, annemiz, babamız veya eşimiz tanımadıklarımıza duyduğumuz saygıdan daha fazlasını hak ettiklerine hepimiz inanıyoruz. Fakat uygulamıyoruz. Bu yüzden mantık çerçevesinde ve sevgi gözüyle bakarsak eğer çevremize ve en önemlisi sevdiklerimize, problemlerimizin daha çok azalacağını göreceğiz.
Üstünlük Gösterme Çabası (Problem-2)
Aslında saygı duymakla da alakalı olan bir durumdan bahsedeceğiz. Bir insanın, başka bir insandan kendisini üstün görmesi veya daha fazla hak iddia etmesi bencilliktir. Bir kişi kendisini üstün gördüğünde herhangi bir konuyu kazanacağını zannedebilir. Aile yapısına bakarsak erkek veya kadın bir tartışmasında kendisini üstün görmeye başladığında aslında sevdiği kişiyi küçük duruma düşürmektedir. Bu bir insanın yapısına ve duygularına yapılan bir saldırıdır. Eşler tartışmalarında üstünlük aradıkları veya üstünlüklerini kabul ettirmeye çalıştıkları için bu tartışmalar ileri boyuta taşınabilmektedir.
Tartışmalarda üstünlük durumu yoktur. Eşler arasında bir konuda, haklı veya haksız durumu olabilir.
Çözüm
Haklı veya haksız durumunda, haklı kişi partnerine saygı çerçevesinde durumu ilerletmelidir. Haksız taraf ise durumu kabullendiği zaman eşler arasındaki sevgi daha çok büyüyecek ve her iki tarafın ilişkisini onaracaktır. Tam aksi olduğunu düşünelim. Haklı iken söylediğiniz cümlelerle karşı tarafı sinirlendirip aynı zamanda kırdınız. Bu durumda siz kazandım zannedebilirsiniz. Fakat bu kazanmak değildir. Böyle yaparak ilerde haksız olduğunuz bir konuda aynı şekilde sizde zararlı çıkabilirsiniz. Üstelik karşı taraf hata yapmış olsa da eğer tölerans gösterilebilecek bir durumsa bu durumu iyiye çevirebilirsiniz. Aslında bu durum size kendinizi iyi hissettirecek ve aile içi problemleri kolayca halledebilecek bir yöntemdir. Şunu söylemeden geçmeyelim. Her insan tartışma anında sinirlenebilir ve sinirini boşaltmak isteyebilir. Bu durum oldukça normaldir. Ve insan psikolojisi için gereklidir. Fakat bu durum dozunda olmalıdır. Yani saygı çerçevesinde ilerlemek gereklidir. Ve aslında asıl önemli olan tartışmayı alevlendirmek değil olay bu durumu ilişkimiz için çözmektir.
Aile ortamını bozacak davranışlar ve alışkanlıklar (Problem-3)
Hepimiz inanıyoruz ki aile ortamında ki davranışlarımız da ailemizin huzurunu etkilemektedir. Birçok örneğini gördüğümüz şu günlerde, eşler arasındaki davranışları inceleyelim.
İlk olarak ev işlerine ait görevlerin sadece kadına tanıma algısı. Böyle bir kuralın olmadığını ve konulamayacağını kendimize öğretmeliyiz. Erkek bulunduğu konumundan dolayı ev işleri veya diğer işleri yapamayabilir. Buradaki amaç erkeğin yapmak zorunda olduklarından dolayı diğer işlere fırsat bulamaması anlamındadır. Aynı şekilde bütün işler erkeklere de yıkılmamalıdır. Kadınlar eşlerinin yükünü hafifletmelidir. İlişki bu şekilde değer kazanmaktadır.
Alışkanlıklardan bahsedecek olursak eğer, en çok duyduğumuz örnekleri alkol kullanımıdır. Alkol kullanımını herkes farklı görebilir. Herkesin düşüncesine saygı duyulmalıdır. Fakat şu bir gerçektir ki alkol kullanımından dolayı evdeki aile ortamı bozulmaktadır. Bu olaya bilimsel olarak bakalım. Alkol kullanan bir kişide hormonsal değişimler meydana gelmektedir. Alkol sıvısı vücutta işlem gördükten sonra beyindeki bazı özel boşluklara dolarak, algının kapanmasına yol açar. Bu hal sinirlilik halini de ortaya çıkarmaktadır. Böyle bir durumda ise aile ortamı olsun başka bir ortam olsun doğru davranışların sergilenmesi imkansızlaşır. Bu yüzden alkolün aile bağlarına, saygıya verdiği zarar gözle görülür derecede büyüktür. Aile yapısını bozacak diğer alışkanlıklar da listelenebilir.
Çözüm
Bir kişi eğer aile kurmak gibi büyük bir sorumluluğu göz önüne alabiliyorsa, gereken şartları da yerine getirmelidir. Her insanı anlayışla karşılamak gereklidir. Bu konuda hepimizin desteğe ihtiyacı vardır. Ve burada önemli olan gerçek bir aile olma çabası olmalıdır. Eğer ailemizi seviyorsak ve aile kurup mutlu olmak istiyorsak gerekenleri yapıp kendimizi de bu konuda mutlu etmeyi öğrenmeliyiz.
Eşlerin birbirine verdiği değerin azalması (Problem-4)
‘Evlilik aşkı öldürür’ lafını birçok yerden duymuşsunuzdur. İnsanlar evlenmeden önceki tanışma döneminde, çok mutludur ve eğlencelerine düşkündür. Evlendiklerinde ise üstlerine aldıkları sorumluluklardan dolayı eski günlerde ki gibi olamayabiliyorlar. Aslında bu konuda endişe veya sıkıntı edecek bir konu yoktur. Eşler evlendiklerin de ir çok sorumluluk sahibi olur ve kendilerine zaman ayıramayabilirler. Bunlar normal durumlardır. Fakat şunu unutmamak gerekir. Evlilikte sadece geçim veya çocuk sahibi olmak gibi sorumluluklar yoktur. Para kazanmaktan daha değerli olan bir kısım var ki eşlerin birbirini mutlu etmesidir. Evlilik, mutlu bir ilişki, sorumluluk sahibi bireylerin aldığı bir karar olduğu zaman bu ilişkinin kopması veya zedelenmesi oldukça zordur. Sevgiyle ilerleyen bir evlilikte ne kadar sorun olursa olsun kişiler birbirlerine değer verdikten sonra bütün sorunlar ortadan kalkabilir. Eşler birbirlerine değer vermeyi ve birbirlerini mutlu etmeyi asla unutmamalı ve aksatmamalıdırlar. Ve evliliğin kemiğini oluşturan en önemli noktalardan biri de budur.
Biz tavsiye olarak sizlere birkaç eğlence türlerini sunmak istiyoruz. Böylece eşinizle samimiyetinizi artırabilir ve artık daha çok eğlenmeye vakit ayırabilirsiniz.
- Birlikte spor yapmak
- Sinemaya veya tiyatroya gitmek
- Akşam beraber yürüyüşler yapmak
- Birlikte yemek yapmak
- Evde sinema gecesi.
Verdiğimiz örnekler sadece yapılabilecek birkaç etkinlik. Eşler birbirini daha iyi tanıdığı için eğlence zevklerini bulmak daha kolay olacaktır.
Erkeğin veya kadının dediğim dedik olması (Problem-5)
Ailenin veya bir ilişkinin bel kemiği olan saygıdan bahsettik. Dediğim dedik olmak bir nevi saygının olmayışından kaynaklıdır diyebiliriz. İnsanoğlu hata yapmaya açık bir varlıktır. Fark edersek eğer her zaman hayatımızda dahi kendi doğrularımıza göre hareket etmiyoruz. Çünkü doğru bildiğimiz birçok yanlışımız olabilir. Bu kaçınılmaz bir olasılıktır. Aynı şekilde aile içinde sadece tek tarafın doğrularına göre ilerlemek uçuruma gitmek gibi örneklendirilebilir.
Çözüm
Aslında bu konudaki çözüm çok basittir. İstişare. İstişare etmek bizi birçok yanlıştan alıkoyabileceği gibi bize birçok özellik kazandırır. Aile içinde de istişare bu konuda çok önemlidir. Her iki tarafın fikirlerini açıkça söylemesi ve fikirlerini alışveriş yapmaları bu ilişkiyi daha çok güvene sokup, gelişmesinde de rol oynayacaktır.
Gereksiz kavgalar (Problem-6)
Kavgalar veya tartışmalar her ailede olabilecek ve aileyi geliştiren bir durumdur.Dışardan bakıldığında kelime itibariyle herkese kötü gelebilir. Fakat bu durum dozunda olduğu sürece aile bağını kuvvetlendirmektedir. Genellikle fikir ayrılıklarından kaynaklanan bu tartışmaları veya ufak tefek kavga türlerini abartmamalı ve bunlardan kaçınmamalıyız.
Çözüm
Her insanın fıtrat özelliği olan öfke duygusu kaçınılmazdır. Öfkemizi uygun zamanda ve durumlarda boşaltmadığımızda bu bizi kötü etkilemeye başlayabilir. Fakat bu öfke boşalması dozunda ve uygun zamanda olmalıdır. Öfkeyi bağırarak veya kırıp dökerek çıkarmaktan bahsetmiyoruz. Bunun yerine öfkeyi boşaltmak için başka aktiviteler yapılabilir.
- Spor yapmak
- Uğraşı başka yöne çekmek
- Yatıyor veya oturuyor isek kalmak
- Ayakta ise oturmak
- Elimizi yüzümüzü soğuk su ile yıkamak.
Bu önerilen durumlar, etkili ve etrafı üzecek her durumdan uzak tutan yöntemlerdir.
Suçlamalar (Problem-7)
Bir olayda haksız haklı durumu olabilir. Suçlamak ise bu durumdan farklıdır. Suçlamak bir insanı kötü hissettiren bir durumdur. Bunun yanı sıra insan sevdiği kişi tarafından suçlandığında kendisini kötü hisseder, pişmanlık duyar ve olduğundan daha çok üzülebilir. Bu durumların yanı sıra onu korkutabilir. Bu kendimizi haklı çıkarmak için uygulayabileceğimiz bir durum değildir.
Çözüm
Eşlerimiz hata yapabilirler. Telafi edilebilecek her durumu göz önüne alıp değerlendirmeliyiz. Telafi edilebilecek bir durumda bir kişiyi suçlamak onun geri adım atmasına sebep olabilir. Bu yüzden bunun yerine tatlı dille konuşmayı tercih edebiliriz. Üzgünsek veya öfkeliysek bunu istemsiz belli edebiliriz. Fakat yaptığımız durumları karşı taraf için de değerlendirerek yaparsak biz de rahatlar hem de karşı tarafın hatasını düzeltmesinde destek vermiş oluruz.
Zayıf yönleri sürekli dile getirilmesi (Problem-8)
Bu hayatta hiçbir insan mükemmel olamaz. Her bireyin başardığı ve başaramadığı konular vardır. Bunlar bireyi birey yapan, özel kılan durumlardır. Fakat bazen sinirlilik anlarında özellikle daha çok kardeş kavgalarında ve aile içi tartışmalarda gördüğümüz durumlar vardır. Eşimizin yaptığı bir yemeği veya bir çalışmayı beğenmediğimizde bunu onun yüzüne vurmaya başlarız. Genellikle sinirlilik anında söylendiği için kişi karşı tarafı düşünemez. Fakat aslında bu durum oldukça küçük düşürücü ve üzücüdür. Bu sırada ilk önce öfke aşaması dinmeli ve daha sonra karşı tarafa cümleler kurmalıyız. Aksi taktirde düzeltilmesi uzun süren bir sürece girebilir ve sonucunda da en sevdiğimiz kişiyi üzmüş oluruz.
Anne ve babaların suçlanması (Problem-9)
Ailelerde genellikle kavga olduğu zaman karşı tarafın annesi veya babası suçlanır. Bunun örneklerini eskilerden hatırlarız. Aslında bu bizi etkileyen bir durum olduğu için konusunu kavgalarda açarız. Fakat o sırada düşünmemiz gereken önemli noktaları unutmamalıyız. Eğer ailelerle ilgili problemler varsa bunlar kısa zamanda çözülmelidir. Aksi halde karşı taraf annesine ve babasına karşı edilen hakaretler de üzülecek ve bu da aile içi bağın zedelenmesine yol açabilecektir.
Sonuç
Yazdığımız bu yazımızda aile içi problemleri ve çözüm yollarını sizlere sunmak istedik. Unutmayalım ki aile kavramı çok özel ve kutsaldır. Sevdiklerimiz değer görmeyi hak ederler ve bu değeri onlara göstermekten geri kalmayalım. Bunun için de elimizden gelen çözüm yollarını ilk kendimiz için daha sonra sevdiklerimiz için yapalım.