Yaşam Nedir? Ne Değildir?

Yaşam nedir? Ne Değildir? Size bu soru sorulduğunda nasıl cevap verirdiniz? Yaşamınızdan kaç dakika harcardınız bu soru için? Ya da yaşamınızı bu soruya yoracak kadar zamanınız yok mu?
Yaşam kavramı kimine göre özel, kimine göre nesnel, bazen duygusal bazen de birlik demek. İnsan için düşünmesi en önemli ve gerekli bir kavram. Yaşadığının, nefes aldığının, sorumluluk taşıdığını en bilincinde olan varlık insan.

Yaşam nedir?

İnsanlar yaşam hakkında düşünmeye başladıkların da genellikle yaşadıkları, etkilendikleri olaylara göre bir tanım yaparlar. Bundan dolayı yaşamak aslında bir birey için sanattır diyebiliriz. Bu sanatı kendimiz inşa ediyor ve sonucunu teslim ediyoruz. Örneğin bir şairi düşünelim. Şiir yazarken etkilendiği olayların yansımasını kağıda döker. Şiirinde olayın başlangıcı ile başlar bu olayı geliştirir ve en sonunda yaşadığı olayı bitirir. Ortaya bir sanat eseri çıkar. Hayatımız doğumumuz ile başlar. Yaşımız ilerledikçe sanat eserimiz büyür ve gelişir. Vakti geldiği zaman bu eser sonlanır. Kimi zaman ortaya çıkan eser üzücü, korkunç veya kötü kimi zaman da güzel, mutlu ve gıpta edilecek bir eser.
Peki sizin eseriniz ne durumda? Eserinizi beğeniyor musunuz? Kötü olaylar eseri kötü mü kılar?

Aslında şunu bilmeliyiz ki hayatımıza kötü yönde etki eden olaylar, durumlar veya yollar bizler için birer ders niteliğindedir. Bunu resim yaparken boyanızı dışarı taşımak gibi düşünün. Siz kötü olduğunu düşünürsünüz fakat bunun diğer tarafından bakarsak eğer bizlere göstereceği olumlu ve güzel tarafları da vardır. Örnek olarak alkol bağımlısı birisini düşünelim. Bu durumda olan bir kişi sağlığına zarar vererek boyayı dışarı taşırıyor. Evet bu durum üzücü. Fakat alkol kullanan kişi dışarı taşan boyasını resmin bütününe bakarak düzeltmeye ve iyileştirmeye çalışırsa eğer ortaya çok güzel sonuçlar çıkabilir. Bu duruma istekle ve farkındalık ile yaklaştığımız zaman farkına varabiliriz. Örneğimize devam edersek alkol kullanan kişi sağlığının etkilendiği durumunun farkına vararak bırakmaya karar verebilir. Bu durumda taşırdığı boyayı hayat eserinin güzel bir parçası haline gelebilir.
Diğer bir örnek olarak yaşanmış bir hikayeyi kısaca sizlere anlatmak istiyorum. Hayatını madde kullanarak geçiren bir insan düşünün. İlk başlarda çok normal fakat gittikçe bağımlılığı artan birini. İlk başlarda hayat eserindeki boyaları taşırdıkça taşırıyor fakat yaşadığı olayda bilinçli olmadığı için bir türlü taşan boyaları düzeltemiyor. Deniyor fakat yeterli gelmiyor. Hatta günler geçtikçe boyaları daha çok taşıyor ve umutsuz hale geliyor. Daha sonra boyaları nasıl kullanacağını bilen ve öğreten birkaç kişi ile tanışıyor. Bu kişiler boya tutmayı ve taşan boyaların nasıl düzeltileceğini bizim kahramanımıza anlatıyor. Daha sonra kahramanımız resmini toparlıyor. Bu kadar kötü giden bir resmin bu kadar güzel bir resme dönüşeceğini tahmin bile edemiyor. Daha sonradan kahramanımız boyayı tutmayı bilmeyen veya hayat resmindeki boyaları taşıran kişilere yardım ederek hayat eserine daha güzel boyalar vuruyor. Yani şunu bilmeliyiz ki hayatımızdaki yaptıklarımız kötü de olsa bunları iyiye çevirmek bizim elimizdedir. Hayat kavramına göreceli bir tanım yaparsak hayat, bir eserdir biz nasıl istiyorsak sonucunda öyle bir eseri yaratırız.

Yaşam ne değildir?

Gelelim diğer konumuza. Yaşam ne değildir? Bu soru için aklınıza neler geliyor? Sizce bu doru tanımlanabilir mi? Gelin hep birlikte sorularımıza cevap arayalım.
Aslında bu konuyu ele almamın sebebi hayatın kötü durumları ile tanışmış kişilerin karamsarlıklar arasında yüzmesinden kaynaklı. Çevremiz de duyduğumuz en çok şeylerden biri neden yaşıyorum? Sorusu. Kimisi yaşadıklarından dolayı bıkmış kimisi niye yaşadım diye sitemler içerisinde. Kimisi de bu hayat neden böyle diyerek geçiniyor. Aslında hayat ne iyi ne de kötüdür. Hayatımız iyi ve kötülerin bir arada olduğu bir sanat eseridir. Resim yaparken sadece açık renkleri kullanmak gözü yorar bir haldir. Aralara koyu renkler katmak resmimizi güzelleştirir ve canlılık katar. Araştırmalara göre bir insan süreli mutsuz yaşayabilir fakat sürekli mutlu bir halde yaşayamaz. Bu kulağa çok ilginç geliyor. Aslında bir o kadar da doğru. Sürekli mutsuz bir halde yaşayan kişi için hayatta mutluluğu arama gayreti olacaktır. Bu o kişiyi hayatı boyunca güçlü ve iradeli bir kişi kılar. Fakat sürekli mutlu olan kişinin daha fazla elde edeceği bir durum yoktur. O zaten mutluluğun tadını almış ve sürekli bir şekilde almakta. Bunun için çabalamasını gerektirecek bir durumu yok. Fakat biz insanların bir dengesi var. Mutluluğu ve mutsuzluğu dengede yaşamaktayız. Bazen sürekli mutsuz olmamız mutlu zamanlarımızın olmadığı veya olmayacağı demek değildir. Bundan dolayı da hayat kavramı iyi veya kötü demek değildir.
Yaşamı tüm renkleriyle kullanmanız ve güzel bir eser(hayat) çıkarmanız dileğiyle.