Beynimiz bazı şeyleri hatırlamakta oldukça iyiyken bazı şeyleri kolayca hatırlayamaz. Formülleri, isimleri, numaraları ezberlemekte güçlük çekebilir. Soyut kavramlar aklımızda zor yer eder. Çünkü bunlar beynimizin yıllardır topladığı, duyu organlarımızla deneyimlediğimiz kokulardan, tatlardan, işittiğimiz, dokunduğumuz, hissettiğimiz şeylerden çok daha yeni kavramlardır. Ama bir şekilde bu yeni kavramları da öğrenmek zorundayız. Ezberlemekte zorlandığımız şeyleri zihin haritasının üzerine yerleştirmeye başlayacağız.
Mekân metodu olarak da söylenen bu metodun amacı çağrışım tekniğinin zihinsel bir harita gibi kullanılmasıdır. 3 boyutlu mekân algımız oldukça gelişmiştir. Kafanızda canlandırdığınız resimleri kokuları, objeleri, dokunma hissini, tatları geri çağırıp kendimize bir takım şeyleri hatırlatma metodudur.
Peki bu zihin haritası tekniğini nasıl uygulayacağız;
Zihninizde bir mekân haritası çıkartın. Gerçek bir yer olması gerekmez. Bu mekân herhangi bir yer olabilir. Bir cadde, bir sokak, bir saray, bir oda. Ama iyi bildiğiniz bir yer olsun. Hatıralarınızı oraya depolarsınız. Teorik olarak hiçbir şeyi unutmazsınız. Tek yapmanız gereken, oraya gidecek yolu bulmaktır. Bu konuda çok basitten çok saçma gelecek uygulamalara kadar her türlü çağrışımda bulunmak sizin özgün hayal gücünüze kalmış durumdadır.
Abartılı ilişkiler veya saçma bağlantılar kurarak yeni kavramlarla bildiğimiz şeyler arasında ilişki kuruyoruz. Abartınca adeta o sesleri kokuları duymaya başlıyorsunuz. Aslında mekân metodu hikaye anlatmaya benziyor. Hatta hikâye uydurmaya. Bu hikâyeyi uydururken yapmanız gereken üç şey var;
1. Mekânınızı seçin= Bu mekân iyi bildiğiniz bir yer olsun ve hep aynı mekânı kullanın.
2.Yolculuk yapın= Mekândaki rotanız da aynı olsun. Mekân olarak sokağınızı seçtiyseniz çıktığınız kapı hep aynı olsun, geçtiğiniz yerleri hep aynı sıra ile aynı yönde dolaşın. Durak sayısını zamanla arttırabilir, mekânlarınızı zenginleştirebilirsiniz.
3. İlişki kurun= Ezberleyeceğiniz kavramları o çok iyi bildiğiniz mekâna rotalara yerleştirin. Sırasıyla mekânla veya mekânın içindeki eşyalarla abartarak ilişki kurun.
Aynı zamanda bu tekniği çok iyi bildiğimiz bir dizi karakteri de kullanıyor. Sherlock. Yani Sherlock`un Hafıza sarayı dediği bu metot dizi için uydurulmuş bir kavram değildir.
Daha anlaşılır olması için mekân metodu kullanarak sekiz kelimeyi ezberlemeye çalışalım. Örneğin ağaç beton toz zayıf alt sakin bilgi sıkı. Bu sekiz kelimeyi sekiz saniye baktıktan sonra kaç tanesini hatırlıyorsunuz? Kaç tanesini hatırladığınızı bir ölçün. Muhtemelen somut olan kavramları daha çok hatırlamışsınızdır. Soyut olan kavramları hatırlamak o kadar da kolay değil. Hadi gelin hafıza sarayı tekniğini kullanarak bu sekiz kelimeyi kısa sürede ezberlemek ve hatırlamak için zihin haritamızın üzerine yerleştirmeye başlayalım.
Gözlerimizi kapatıyoruz ve mekânımıza doğru gidiyoruz. Mekândaki ilk yer evin dışarıya açılan sokak kapısı. İlk iki kelimem ağaç ve beton. Zihin haritamızı çiziyoruz. Kapımın önünde duran ağaç öyle susamış ve kurumuş ki beton gibi sert olmuş. Dokunduğumda onun beton kadar sert olduğunu hissediyorum ( Ağacımla beton arasında abartılı bir ilişki kuruyorum). Ardından yıllardır basılmamış gibi duran ve tozdan görünmeyen merdivenlerden iniyorum. Etraf o kadar tozlu hapşırıklarımın ardı arkası kesilmiyor (Oradaki tozu hissediyoruz. Kelimeler aklımızda somutlaşıyor.) Kızarak, sinirlenerek tozlu merdivenleri inmeye çalışırken hapşırma ve kızma seslerimi duyan kürdan kadar küçük ve zayıf alt komşum karşıma çıkıyor. Bana sakin olamam gerektiğini konuşmaya devam edersem daha çok hapşıracağımı söylüyor ve hapşırığımın geçmesi için ufak bir bilgi veriyor. Burnumu çok sıkı bir şekilde sıkmamı söylüyor. Yaptıktan sonra hapşırığım anında geçiyor.
Gördüğünüz gibi bildiklerimizle bilmediklerimizi ilişkilendiriyoruz ve tüm bunları sırayla yapıyoruz. Kelimeleri hikâyeleştirerek ve somutlaştırarak zihin haritamızı oluşturmuş oluyoruz. Bu tekniği yaparak o sekiz kelimeyi zihin haritamızda yerleştirdiğimiz şekilde hatırlamış olacağız. Aynı hikâyelerde olduğu gibi. Biz şimdi örnek olarak sekiz duraktan oluşan bir yolculuk yaptık ama zaman içerisinde duraklarımızı ve mekânlarımızı zenginleştireceğiz.
